2 Şubat 2012 Perşembe

BULUT İnşaat Başkanı Temel Bulut "Kıbrıs'ı seviyoruz; burada kalıcıyız

BULUT İnşaat Başkanı Temel Bulut Temel Bulut: "Kıbrıs'ı seviyoruz; burada kalıcıyız"
Hasan Hastürer’in Ada TV ekranlarında gündemdeki konu başlıklarını yorumladığı ‘Hasan Hastürer ile Bu Gün ve Son Nokta’ programına Bulut İnşaat Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Temel Bulut konuk oldu. Kuzey Kıbrıs’ta gerçekleştirdikleri inşaat projeleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Bulut, Hasan Hastürer’in sorularını yanıtladı; “Kıbrıs’ı seviyoruz, burada kalıcıyız,’ dedi.

‘YATIRIM İÇİN İYİ BİR ORTAM OLUŞTU’

-Yolunuz Kıbrıs’a nereden düştü?

“Türkiye’den düştü. Daha önce de defalarca Kıbrıs’a geldim. 2004’den beri sıkça gelirim. 2007’de yatırım yapmak için Kıbrıs’ta arayış içerisine girdim, gözlemlemeye çalıştım fakat zamanlar Kıbrıs’ta gayrimenkul, arsa, araziler yani güzel bir dönem vardı. dönem içerisinde dışarıdan gelen yatırımcının iyi bir yatırım yapamayacağına kanat getirdim. Değerler pahalıydı. Akdeniz ya da Türkiye’de yatırım yapmak daha uygundu dönemlerde. Ama şimdi yatırım için daha güzel bir ortam oluştu.”

-Gözünüz, gönlünüz her zaman için de Kıbrıs’a dönük oldu…

“ Dönük oldu. 2004’de beri Kıbrıs’ta hep bir şeyler yapmaya çalıştık. Ticaret yapıyoruz. Ticari olarak çoğu şeyleri gözlemleriz. Güzel arsa gördüğümüz zaman binayı dikeriz ve onu şekillendiririz. Sonucunda ne getireceğini düşünen bir yapıya sahibiz.”

-Bu projeyle ilgilenmeniz nasıl gelişti?

“Bu projeyle ilgilenmek ya da buna benzer birçok yarım proje var Kıbrıs’ta. Çok güzel bir projeydi. Projenin sahibinin sağlık sorunları vardı. Oğuz Özyalçın’a acil şifalar diliyoruz. Proje bize geldiğinde güzel ve iyi bir projeydi. Onların da bu işi sürdürebilme bakımından sıkıntıları vardı. Biz de bunlarıkendimize göre fizibilite çalışmalarımızı yaptık. Bu projeyi almadan önce de iki tane arazi buradan almıştım. Onların üzerine proje çalışmalarımız devam ediyor. Bölge olarak bir tanesi Çatalköy’de. Yaklaşık 66.5 dönüm arazi kısmet olursa ilave arazilerle 100 dönüme kadar çıkacak. İsraillilerden satın aldık bir de Lefkoşa’da yarım inşaat onu aldık Necati Özkan’dan. Devlet hastanesinin hemen yanında 52 dubleks bina içinde dubleks dairler olacak. Bu proje de ondan sonra geldi.”

‘BİZİM HERKESİN DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VARDIR’

-Siyasi iktidarın desteğine ihtiyacınız oldu mu bu dönemde?

“Bizim herkesin desteğine ihtiyacımız var. Kimseyle karşı karşıya gelmek asla istemeyiz ama birilerinin desteğini yanımızda görürsek bu da bizi mutlu eder ama ille de siyasetçi beni desteklesin ben ondan sonra bir şey yapayım bu ticarete olmaz. Biz ticaret yağıyoruz herkesi kucaklamak zorundayız. Bizimkisi sadece fikir bilgi alışverişinin dışına geçmez.”

-Kıbrıs’ta şöyle bir tanımlama yapılır, kedinin kuyruğunda maşrapa olmak. Bir partinin kuyruğunda maşrapa olursanız gittiği yere siz de gidersiniz…

“Mümkün değil, başarılı olamazsınız. Var olduğu müddet içerisinde debaşarılı olamazsınız zaman halkın bir kısmını kaybedersiniz. Ticaret adamı böyle bir şeye giremez, girmemeli de. Sadece saman alevidir. gün varsa iki yıl üç yıl bir alev olur dönem içerisinde çok güzel şeyler yapar ama iktidardan çekildiği zaman biter”.

‘BİR DAHA İHALE İŞİ BANA NASİP OLMASIN DEDİM’

-Buraya devlet ihalesi almak için gelmedik demiştiniz?

“Kısmet ederse her zaman devlete yardımcı oluruz, köprü yapılacaksa biz yaparız teslim ederiz ama onu ihaleyle almak değil kendi paramızla kendi imkanlarımızla, ben hayatımda bir tane ihale işi aldım ve ondan sonra dedim ki bir daha bana ihale işi nasip olmasın. 1982 senesinde Türkiye’de vergi dairesinin tadilat projesini almıştım, işi yaptım, teslim ettim çok şüküralnımızın akıyla teslim ettik. Çok para kazandığımız için bir daha bana böyle bir şey nasip olmasın.”

-Nasıl büyüdünüz?

“Tamamen halkla, sevgiyle büyüdük, kendi imkanlarımızı vererek paylaşarak büyüdük. 1987’den beri inşaat yaparım, her binamda mutlaka bir iki daire gayrimenkul sahibi olamayacak insanları gayrimenkul sahibi yaparım.”

-Kaç konut yaptınız bu güne kadar?

“25 yıldır bu işi yapıyorum 2008’in sonuna kadar yaklaşık bin konut yaptım. Mahalle aralarında yaptık her sokakta yedi, sekiz bina yaparak böyle geçti. 2009’dan sonra projeye başladık. Türkiye’de projecilik başladı. 2009’dan bu güne kadar şu anki mevcut satışta olan projelerimiz 10 bin civarında. 10 bin konutun bin kusurunu teslim ettik. Bu yılın sonunda da 3600 konut daha teslim edeceğiz.”

-Müşteri profili nasıl?

“25-45 yaş arası genelde projelerden yararlananlar. Ekonomik gelir seviyesi orta ya da ortanın altında olan ama kültür seviyesi yüksek olan kişiler genelde. Satış yapmış olduğumuz birçok kişiler kültür seviyesini yükseltmeye çalışanlar. Bu konuda bazı mücadelesi olanlar. Yapmış olduğumuz konutlarda her türlü sosyal aktiviteler var. Yüzme havuzu, spor salonları var.”

‘KIBRIS’I SEVDİĞİM İÇİN BURADAYIM’

-Türkiye’de bu kadar işiniz var, Türkiye isiz doyurmadı da Kıbrıs’a geldiniz, ne işiniz var? “Kıbrıs’ı sevdiğim için, yemin ediyorum Kıbrıs sevdiğim için.”

‘KIBRIS’TAKİ İNŞAAT SEKTÖRÜ AMATÖR’

-Peki, Kıbrıs’taki inşaat sektörünün profesyonelliğini nasıl görüyorsunuz?

“Amatör. Çok amatör ama aslında Türkiye’de de bundan on yıl önce yabancı sermayenin gelmesi ya da yabancıların gelip Türkiye’de inşaat sektörüne girmesi bizi de zamanlar ürküttü. Ama zamanla anladık ki biz bunlardan çok şey öğrenmemiz lazım ve öğrendik. 21 yılda bin konut yılda 10 bin konut, bunun olmasını yeganesebebi profesyonel olmadığımız için. Mahalle aralarında 200 metre yer bulup bina yapmaktansa en son proje 75 dönüm arazi üzerinde 22 tane blok.”

-Kıbrıs’a geldiniz, reklamlarınızı verdiniz, hedef kitleden nasıl tepki aldınız?

“Hedef kitlemizden son derece güzel bir karşılık aldık. Beklentimiz doğrultusunda talep oldu. Uygun rakama aldık ve uygun rakama sattık.”

‘UYGUN ALIP UYGUNA SATMAK MALZEME VE İŞÇİLİKTEN TAVİZ VERMEK DEMEK DEĞİLDİR’

-Uygun rakama aldıktan sonra piyasaya göre ülkede ortalama fiyat budur demediniz?

“Bunu derseniz, amatörlük olur zaten amatörlük oradan başlıyor. Buradaki yeri liraya aldım ama 500 liraya satarım derseniz bu amatörlük olur. Modernliğin yoldan başladığını düşünürüm. Bir insan modernse yolunun temiz, düzgün olduğu yolu yok, kaldırımı yoksa istediği kadar modernim desin. İnşaata da profesyonellik oradan geçer. Uygun alıp, imal edip uygun şartlarda satmak kalitesiz malzeme kullanmak ya da bir takım işçiliklerden taviz vermek değildir. Ne olursa olsun her alıcıya yönelik bazı politikalarınız olması lazım. Bazı arkadaşlar derler ki ‘bin sterline dairenin metre karesini mal ediyorsunuz’. Bir villa yapıyorsanız bin sterlinde aşağı mal edemezsiniz. Bir konut yapıyorsanız bu konutun içinde parke, mutfak dolabı, plastik doğrama kullanıyorsanız bunun maliyeti 600 TL’yi geçmez. Geçiyor diyorsa amatördür. daireleri orta gelirli ya da orta gelirin altındaki vatandaşlara satacaksınız. 900 daireyi 900 zengine satamazsınız, 100 küsur villa yapacağız, bunları da ortanın üstüne satacağız. Onların maliyeti tabi ki daha yüksek olacak.”

-İnşaat sektörünü finans sektöründen bağımsız düşünemeyiz. Sizin projelerinizde buranın finans dünyası ile bağınız olacak ı yoksa öz kaynağınız şimdilik yeterli midir?

“Öz kaynağımız şimdilik yeterli. Kısmet olursaTürkiye’deki sermayemizin %15-20’sini buraya aktarmayı hedefliyoruz. Konut, villa projeleri yapacağız. Bunun kabinde hotel projemiz var. Yaklaşık 3500 kişilik yataklı oteller yapmayı planlıyoruz. Casino ve eğlence, bar olmayacak.”

-Bu bir ekonomik tercih mi, inanç bağlantılı mı?

“Bu tamamen turizmi çeşitlendirme olacak. Mevcut turizme en ufak bir etkisi olmadan yeni turizm kaynakları yaratmak olacak.”

-Türkiye’deki iktidara yakınlığınız işaret edilerek İslami yaşam tarzıyla ekonomiyi bütünleştirdiğiniz şeklindeki yaklaşımlar konusunda bir şeyler söylemek ister misiniz?

“Biz asında her kesime belli bir şekilde yakınız, belli bir şekilde uzağız. Siyasetle ticaret aynı ayakla gitmez ama esinlenirsiniz. Birileri bir şey söyler, ben adaya geldiğimde bir müddet önce casinosu olmayan muhafazakâr otel yapacağım dediğimde herkes karşı çıktı. Şimdi bakıyorum çoğu ‘ya evet ya farklı bir turizm olacak’ diye söylüyor.”

-Konutları nasıl ki çeşitli sosyoekonomik guruplara hitaben yapılmıştır, on hotel yapıyorsam değişik kitleye de hitap edebilirim. Avrupa’nın daha farklı kültüründen insanları hedef kitlesi seçersem de ona göre otel yaparım?

“Mutlaka, bizim burada yapmayı hedeflediğimiz zaten bu. Yeni bir otel yapmak mevcut devretmek isteyen oteller var. Dünyanın her tarafında muhafazakâr düşünen insanlar var Kıbrıs’tada var.”

-Suudi Arabistan da turist istiyorsak onlara da yönelik hotel yapacağız ama bu ülkenin kültürünü, hoş görüsünü zorlama anlamında da değil?

“Bunu ne kadar bozabilir ki, bu gün Türkiye’de fevkalade bu tür turistler gelir gider ve en çok parayı onlar bırakırlar. Onlartarihi yerleri geziyorlar, lokantaları geziyorlar. Tek çeşitli turizm var bunu çeşitlendirmek gerekir. Mümkün olsa da kayak turizmi, teleferik turizmi olsa. “

‘TİCARET YAPARKEN KIŞA GÖRE KENDİMİZİ HAZIRLARIZ’

-Yatırımlarınızla Kıbrıs sorununu ilişkilendiriyormusunuz?

“Kıbrıs sorunu çözülürse tabi ki bizim için çok daha iyi olur. Bu günkü gününden çok daha iyi olur. Ticaret yaparken kışa göre kendimizi hazırlarız ama yaz olursa bahtımıza deriz. Önümüzdeki günlerde mutlaka çözüm yolunda adımlaratılacağını umut ediyoruz. İki üç ay sonra bir şeyler çözülürse sürpriz olmaz. Çünkü çözülmek zorunda.”

‘BELKİ KIBRIS’TA GÖMÜLECEĞİM’

Kuzey Kıbrıs’a kalıcı bir yatırımcı olarak mı geldiniz?

“Kesinlikle, Kıbrıs’a geldim önce birkaç arazi aldık proje aldık ondan sonra da vatandaş olmak için müracaat etim, vatandaş oldum belki de Kıbrıs’ta gömüleceğim. Kıbrıs’ta kalıcıyız.”

Lefkoşa’da Kuruçeşme diye bir semt vardı ve kuru çeşme susuzluğun simgesidir. Halbuki su hayattır, hayat sudur. Çünkü hayat akıp gidiyor ve akıp giden hayatın su gibi akışkanlığı olduğu sürece de çok da kirlenme olmuyor. Durağan bir su ne kadar temiz olursa olsun bir müddet sonra kirleniyor. Bu küçücük ülkede KKTC’de ada bir bütün olarak bile küçüktü. Bu süreç içerisinde kapalı yaşadığımız için kapalı yaşama alıştık bu kapalı yaşam içerisinde insani değerlerimizi korur gibi görünsek de çok da koruyamadık galiba. Kirlenme, bozulma alın yazımız oldu diyeceğim. Ne acıdır ki bu yapı içerisinde en az kirlenen, en az kirlendiği için gurur duyduğu, temiz bir toplum sivil demokratik bir toplum kendi ayakları üzerinde duran bir toplum her zaman hedef oldu. Hedef oldu ama bu hedefe ne kadar vardığımızı da hep sorguladık. Gittik gittik, dönüp arkamıza baktığımız zaman masalların girişi varya ‘bir arpa boyu kadar yol gittik’ onunla kıyaslamak istemiyorum ama globalleşen dünyada olması gereken kadar ileri gitmedik, kendi içimizde kapalı olduk, dışarıya doğru açılamadık ve hem yabancı ülkelere gittiğimizde ürkeklik yaşadık, uyumu sağlayan insanlarımız çok başarılı oldu kendi ülkemizde de hem yabancı dıştan insan istedik hem dıştan gelenlere karşı bir ürkeklik gösterdik. Çünkü akışkan yapımız olmadı. Bu kapalılık içerisinde hiç mi değer yaratılmadı, yaratıldı tabi. 74’de 200 bin küsur Rum güneye gitti. 60 bin Türk güneyden kuzeye geldi. Rum’un kuzeyde çok ciddi ekonomik değerler bıraktı biz bu ganimeti paylaştık ama haram mıydı, birilerinin ahı mı vardı boğazımızda durdu bir türlü ivme kazanamadık ve haksız kazanç bir takım büyümelerde de kişilerle sınırlı kaldı toplumsal boyut kazanmadı hep problem oldu. Hem liberal ekonomiden bahsettik, özelleştirmelerden bahsettik, özel sektörü övdük ama sıkıyı gören de devletin kapısına dayandı devlette sıkıştığı zaman Akdeniz’i aştı, Ankara’ya uzandı hep elini açık tuttu. Böyle bir ekonomik yapı içerisinde inşaat sektörü sorunlar yaşamıyor mu yaşıyor ve bu kapalılık içerisinde kendi derdimize çare bulamıyoruz. Bu sıkışıklık içerisinde 10-15 bin yarım inşaat ve boş konuttan bahsediliyor atıl yatırımdan bahsediliyor. Tam da bu noktada Özyalçınlara ait 700 konutluk bir proje Türkiye’nin önemli inşat sektöründe Bulut İnşaat şirketi tarafından devir alındı. Bulut inşaat buraya geldiği zaman bizim inşat sektörü genel bir titreme, sarsıntı yaşadı. Bizler de tepkilerimizi, gözlemlerimizi yaptık ama şurası bir gerçek ki fikir sahibi olmak için bilgi sahibi olacaksınız. Temel Bulut, Bulut İnşaat Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı bizlerle birlikte.

Hastürer; “Bizim mahalle küçük ve yeni bir geldiği zaman hemen ona bakarız. Kıbrıslılar için şöyle bir yaklaşımı söylerim, mahalleye yeni biri geldiği zaman uzaktan bakar, neyin nesidir diye. Sonra parçaları birleştirmeye çalışır. Herkes sorar ‘konuştunuz mu, nasıl insandır’ ve komşuların birbirlerine aktardıkları yavaş yavaş mahallede bir dostluk oluşturur ya da dışlama olur. Ya ‘gitmeyin’ ya da ‘gidin iyi insandır’ derler. Bu doğal kültürümüzün içinde bir paylaşım vardır. Bu paylaşım da dediğim gibi bilgiden geliyor. Bilgi konuşulmalı, ortaya konmalı ki sorgulansın.”

Hastürer: “Temel Bulut Karadeniz’de doğa koşulları yeşil ama hırçın, Karadeniz’in suyu denizin suyu bizim Akdeniz’e göre daha az tuzludur ve sulardan Akdeniz’in sularına uzanan bir girişimcilik serüveni ve ‘kim bilir belki ben buralarda toprakla buluşmak Allah nasip ederse’ dedi. Hayatın bir takım gerçeklerini hatırlayarak konuşursanız sizi kendiliğinden daha sağlıklı bir yere götürür. Onları unutursanız ve gözünüz kara olursa işiniz zor olur.” StarKıbrıs

BULUT İnşaat Başkanı Temel Bulut "Kıbrıs'ı seviyoruz; burada kalıcıyız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.